27 Kasım 2012 Salı

Salak ile Avanak Muhabbet Vol 1


Avanak, " Yaşamak ve ölüm arasında ki fark ne? "
Salak, "Bilmiyorum"
Avanak, "Nasıl bildin?"
Salak, "Neyi, nasıl bildim?"
Avanak, "Sorunun cevabını bildin"
Salak, "O sorunun cevabı mı var?"
Avanak, "Tabii ki var... Ama hiçbir insan bilmiyor aslında bu sorunun cevabını!"
Salak, "Neymiş sorunun cevabı"
Avanak, "Söyledim ya, bilmiyorum"
Salak, "Lütfen, söyle! Cevap ne?"
Avanak, "Bilmiyorum, kimse bilmiyor! Ne ölmeyi ne de yaşamayı bilmiyoruz. Dolayısıyla kimse aradaki farkı bilmiyor...!"

7 Kasım 2012 Çarşamba

Tohumlarımızın Nesli Tehlike Altında!

Binlerce yıllık tarım geleneğini barındıran Anadolu topraklarında yetişen yerli tohumlar yaşamın sürekliliğini temsil ediyor.

Atadan kalma tohumlarımız;

* Lezzetli ve sağlıklı gıdaların temini için birer genetik hazinedir
* Binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşmayı başarmış numunelerdir
* Tarımsal biyoçeşitliliğin önemli bir parçası ve yaşamın sürdürülebilirliğinin olmazsa olmazıdır
* Dışarıya bağımlı kalmaksızın ülkemizin gıda güvenliğinin teminatıdır

Ancak bugün Anadolu’ya özgü yerel tohum çeşitliliğimiz yok oluyor. Tek seferlik, ticari tohumların egemenliği nedeniyle gıdamızın ve geleceğimizin güvencesi yerli tohumların nesli tehlike altında! Yeryüzünde zengin çeşitlilikteki yaşamı sürdürebilmek, atalık tohumlarımızı gelecek kuşaklara aktarmamıza bağlı.

TOHUM TAKAS AĞI, yüzyılların bilgisini taşıyan yerli tohumlarımızın korunup yaygınlaşmasını amaçlıyor.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Adım Adım Oluşumu desteğiyle yürüttüğü TOHUM TAKAS AĞI KAMPANYASI’na destek olarak,

* Anadolu’nun dört bir yanındaki ekolojik çiftliklerde yerli tohumların çoğaltılarak paylaşılmasını sağlayacak;
* Bu toprakların yüzlerce yıllık bereketinin, lezzetinin, besin zenginliğinin ve kültürünün gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için sağlam patikalar oluşturacaksınız.

Verdiğiniz desteğin her kuruşu binlerce yeni tohuma dönüşecek...

Kredi kartı ile bağış yapmak istiyorsanız: https://www.bugday.org/portal/BagisAdimAdim.php

EFT/havale yoluyla bağış yapmak istiyorsanız:
Alıcı Adı: Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Garanti Bankası Karaköy Şubesi - Şube No: 400
Hesap No: 6295240
IBAN No: TR67 0006 2000 4000 0006 2952 40

www.bugday.org - www.yasasintohumlar.org
facebook.com/BugdayDernegi
twitter.com/BugdayDernegi
Twitter paylaşımlarınız için hashtag: #YasasinTohumlar



Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.
 

15 Ekim 2012 Pazartesi

Sevgilinizi Hararetlendirin


Son günlerin en gözde Facebook uygulamalarından bir tanesi de Lipton Ice Tea Hararetmatik. Lipton Ice Tea Türkiye sayfası üzerinden ulaşabildiğiniz Hararetmatik uygulaması, IVR teknolojisiyle gerçekleştiriliyor. Türkiye’de ilk defa, yapılan şakayı kayıt etme özelliğine sahip bu teknolojiyle oturduğunuz yerden istediğiniz arkadaşınızı şakalayabiliyorsunuz. Bunun için tek yapmanız gereken, Facebook listenizdeki arkadaşlardan dilediğinizi seçip telefonunuzu ve hararetini yükseltmek istediğiniz arkadaşın telefonunu yazmak. Bu basit işlemden sonra Türkiye’nin son dönemdeki gözde komedyenlerinden İsmail Baki tarafından canlandırılan 5 ayrı telefon şakasından birini seçebiliyorsunuz. Günde 3 şaka hakkınız var ve unutmayın her arkadaşınıza sadece bir defa telefon şakası yapabilirsiniz.


Olay sadece şakayla da bitmiyor tabi. Eğer arkadaşınız şakayı sonuna kadar dinleme sabrı gösterirse hem siz hem de o SMS ile birer çekiliş numarası almaya hak kazanıyor. Her hafta sonunda da en fazla çekiliş hakkı elde eden kişi ise içi dolu, özel bir Lipton Ice Tea dolabı kazanıyor.

İsmail Baki’nin birbirinden renkli taklitleri ile eşinizi, sevgilinizi de tatlı tatlı kızdırabilirsiniz. Zaten duyduğuma göre özellikle karı-kocalar birbirlerini bolca şakalıyormuş. Yeni bir heyecan arayışı mı, soğuk yenen intikam yemeği mi orasını ben bilemem. Tek bildiğim bu şakaların gerçekten de çok keyifli olduğu.

Siz de aşkınızda hararet derecesini biraz artırmak istiyorsanız uygulamanın linki burada.


Seslendirmenin yapıldığı stüdyodan kamera arkası görüntüler ise çok eğlenceli:


Bir bumads advertorial içeriğidir.

1 Ekim 2012 Pazartesi

Acı Tatlı Hayat

Bittersweet Life - Acı Tatlı Hayat - Dalkomhan insaeng

Geç vakit, bir güz gecesi, öğrenci ağlayarak uyandı. Bunu gören usta, öğrencisine sordu :
- Kabus mu gördün?
- "Hayır." dedi öğrenci.
- Üzücü bir rüya mı gördün?
- "Hayır." dedi öğrenci. "Tatlı bir rüya gördüm."

- O halde neden böylesine hüzünle ağlıyorsun?
Gözyaşlarını silerken öğrenci sessizce yanıtladı:
- Çünkü gördüğüm rüya gerçekleşemez!

A late autumn night, the students awoke crying. Seeing this, the master, asked the student :
- Did you have a nightmare?
- "No." said the student.
- Did you have a sad dream?
- "No." said the student. "I saw a sweet dream."
- Then why are you crying so sadly?
Tears silently while deleting student replied:
- Because it's my dream will never happens! 




Güzel bir bahar günü, öğrenci rüzgarda sallanan birkaç dala baktı.
Ustasına sordu :
"Usta, dallar mı hareket ediyor, yoksa hareket eden rüzgar mı?"
Öğrencisinin nereyi gösterdiğine bile bakmadan, usta gülümseyip şöyle dedi:
"Hareket eden ne dallar ne de rüzgar, senin kalbin ve aklındır."



 
 
Yapım        : 2005 Güney Kore,
Tür            : Aksiyon Dram
Yönetmen : Jee-woon Kim
Oyuncular : eong-min Hwang Yu-mi Jeong Ku Jin
Konusu      :
Sun-woo, Seul şehrindeki lüks bir otelde müdür olarak çalışmaktadır. Oldukça sinirli bir patronu olmasına rağmen, Woo onun gözde adamıdır. Günün birinde patronu, ondan sevgilisinin kendisini aldatıp aldatmadığını öğrenmesini ister. Bu görevi kabul eden Woo, sonuca kısa sürede ulaşır. Fakat patronunun isteklerini yerine getirmekten çekinince aralarında büyük bir gerginlik yaşanacaktır.

Kendi türünde farklı bir yapım olan ve bu yönüyle eleştiriler alan film, oyunculuklar ve sahne seçimi açısından övgüler alıyor.

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Yok Olan Dünya

Bu konuda 4.5 mb'lık bir resim olduğuna, resmi görmeniz biraz zamanınızı alacaktır. Bu yazıyı okuyana kadar dünyanın en ucuz ve en hızlı internetiyle resim yüklenmiş olması gerekiyor. :) Resmin açıldığını varsayarak; yok olan dünyadan bahsetmek isterim, sadece bir cümleyle...

Yok olan dünyaya sevgiyle tutunmak! 

Uzun uzun yazacak bir şey yok. Dünyayı yok ediyoruz. Yaşamın özünden çok uzaklarda yaşıyoruz. Parayla her şeye sahip olmaya çalışıyoruz; mutluluğa, sevgiye, dürüstlüğe v.s. Belki parayı keşfettiğimiz gün kaybettik sevgiyi. Belki sahip olabileceğimiz şeyler artıkca unuttuk sevgiyi, sevdayı... Bir arabaya sahip olabilmek daha değerli oldu sevgiden. Ne garip ki, sevdalarını sattıklarının farkında değiller. Sevgiyi nerde kaybettik diye sorarlar. Neye sahip olduğuna baktığında göreceksin sevdayı nerede kaybettiğini. Uzun bir yazı oldu. Ama anlatmak istediğim tek bir cümle var :  

Yok olan dünyada sevgiyle var olmak!

Birde uzun gecelerimi anlatan bir şarkı...

12 Ağustos 2012 Pazar

Unutulmayan

Unuttum derken yine hatırlarsın, yalan olur unuttum deyişler... Unuttum demek; kendini kandırmak demek...

Unuttum demek; karşında ki yüreği acıtmaya çalışmaktır ama asıl yüreği acıyan kendinsindir. Gerçekten unuttuysan neyi unuttuğunu bilmemelisin. Birileri söylemeli sana onun ismini, sen ise hatırlayamamalısın. Yüreğin onun ismini haykırırken, unuttum demek, karşında ki yüreği acıtmaya çalışmaktan öte bir şey değil. O yürek bundan haberi olmayacaksa, kendini kandırmaktan başka bir şey değil...
 
Dürüst ol, en azından kendine. "Seviyorum, hala seviyorum" diyebil. Hayat ertelenecek kadar uzun değil. Yüreğinin haykırışları izin vermeyecektir o ismi unutmana. Kendine acı çektirmek istiyorsan, unutmaya çalış. Ya o unuttuysa, yine de sen unutma ama haykırma sevdiğini. Keza duymayacaktır. Gidişi kabullenmektir, unutmamak. Onu çok seviyorsan, hayallerde bile güzeldir. Başka birisini sevmene engel olmaz, korkma. Sevgi dolu bir yüreğin varsa, sevecek başka birisini bulabilirsin...

Yaşam da, sonsuzluk da sevgidir. Sevginin gücüyle sonsuzluğa uzanan bir yaşama uzat elini...

Dipnot : Kendime seslendiğim bir yazıdır.

10 Ağustos 2012 Cuma

Siz Hiç LSV Dükkan Çikolatası Tattınız mı?

 
LSV Dükkan yani Lösev Dükkan’ında lösemili çocuklarımızın anneleri kendi elleriyle hazırladıkları organik kurabiyeler ve birbirinden renkli el emeği, göz nuru el işlerini sizlere sunuyor. LSV Dükkan bundan tam 12 sene önce LÖSEV Ankara’da, küçücük bir atölyede 5 anne ile başlayan bir çalışmayken bugün yüzlerce annenin ekmek parasını kazandığı meslek atölyeleri haline geldi.                                    

Beslenme ile kanser arasındaki yakın ilişkiye dikkat çekmek için kurulan bu minicik atölye, seneler içerisinde azim, sevgi ve inançla büyüdü. Giderek büyüyen ve insanın içini ısıtan bu başarı öyküsü, LSV Dükkan markasını yaratmaya kadar uzandı. Lösemili çocuklarımızın annelerinin umutlarını, hayallerini işlediği, sevgiyle yoğurduğu her bir LSV Dükkan ürünü sevgili çocuklarımızı hayata bağlayacak.

Tüm renkleri ve lezzetleri ile Türkiye’nin her yerinden LSV Dükkan’a www.lsvdukkan.com üzerinden ulaşabilir ve sipariş verebilirsiniz.

Lösev’i Twitter’da @losev1998 hesabından takip edebilir, #LosevHayatVerir hashtag’i ile  paylaşımlarınızla destekleyebilirsiniz.

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.