28 Ekim 2008 Salı

Değerli İnsan




İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlar da ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma fırsatlarıydı.
Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği; birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynısı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.
Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarına gönderildi. Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.
Şöyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: “Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynısı gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver.”
Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı. Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler.
Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarı fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi. İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı
Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi.Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından
çıktı. İkinci heykele de aynı işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı. Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu.
Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı:
“Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir.
Bir kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul
değildir.
En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır. Bu
değerli hediyen için çok teşekkür ederim.”

Tehlikeyi Severim Diyenlere



Kimi insanlar vardır, hayatları tehlike üstüne kuruludur.Kimisi zevk için, kimisi mecburiyetden diğer bir deyişle alınyazısından... :) Aslında yaşadığımız her an tehlike içinde olsakda farkında olmayız ve tehlikeyi düşünmeyiz. Deprem ülkesinde, çürük binalarda oturmayı örnek gösterebilirim.

Tehlikeden keyif alabilenlere ve böyle yaşamak isteyenlere hitaben...

(Resimlerin Büyük Halini Görmek İçin Resimlerin Üzerine Tıklayınız...)

extrim_01.jpg extrim_03.jpg extrim_06.jpg
extrim_07.jpg extrim_08.jpg extrim_26.jpg

extrim_04.jpg extrim_05.jpg extrim_09.jpg
extrim_11.jpg extrim_12.jpg extrim_14.jpg
extrim_10.jpg extrim_13.jpg extrim_15.jpg
extrim_16.jpg extrim_18.jpg extrim_19.jpg
extrim_20.jpg extrim_21.jpg extrim_25.jpg
extrim_22.jpg extrim_23.jpg extrim_24.jpg
extrim_27.jpg extrim_02.jpg

(Resimlerin Büyük Halini Görmek İçin Resimlerin Üzerine Tıklayınız...)


11 Ekim 2008 Cumartesi

Anlık Olaylar

yavascekim(4).jpg
Hayatı var eden peşi sıra anlık olaylar; o kadar hızlı yaşanır ki...
Çoğumuz bu hıza yetişmekte zorlanırız.Mesela çağımızın hastalığı stres bu hıza ayak uyduramamaktan kaynaklandığını söylebiliriz.
Kimileri bu anlık olayları hızını anlayabilmek için olsa gerek, önemsemediğimiz anlık olayların fotografını çekmişler, çok da hoş yapmışlar. Hayatın her anını önemseyen insanlara hitaben, iyi seyirler...

yavascekim.jpg yavascekim37.jpg yavascekim(1).jpg yavascekim(2).jpg
yavascekim(3).jpg yavascekim(5).jpg yavascekim(6).jpg yavascekim(7).jpg
yavascekim(8).jpg

10 Ekim 2008 Cuma

Küçük Kızın Hediyesi


kucukkiz.jpg
Adam 3 yaşındaki kızını, pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kağıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı…
Bayram sabahı küçük kız paketi getirip "Bu senin babacığım" dediğinde üzüldü,
acaba gereğinden fazla mi tepki göstermişti kızına… Bir gece önce yaptığından
utandı…
Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu… Kızına gene
bağırdı:
- Birisine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu
da mı bilmiyorsun?!
Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı:
- O kutu boş değil ki baba, dedi. "İçini öpücüklerimle
doldurmuştum"
Adam öyle fena oldu ki… Koştu… Kızına sarıldı… Beraberce ağladılar. Adam o altın kutuyu ömrünün sonuna kadar yatağının baş ucunda sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse, kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu hayali öpücüklerinden birini çıkarırdı.

7 Ekim 2008 Salı

Toprak Uğruna Ölen Varsa Vatandır!

Söylenecek o kadar çok şey var ki;
Lakin sözün bittiği, artık vatanın savunulması gereken zamanlardayız...Bu gidişhatda tek bir duam var düşmanımın başına bir kurşun sıkmadan alma canımı Allah'ım.


3 Ekim 2008 Cuma

Kumdan Eserler


Böyle birşey olamaz diyeceğiniz kumdan eserler; Büyüleyici, Fantastik, Sofistike, Fevkaladenin Fevkinde, İnsanın Aklının Sınırlarını zorlayıcı... Kısaca ben çok beğendim.
(Resimlerin Büyük Halleri İçin Üzerlerine Tıklayınız...)
1186244563_sculpture.jpg 1186244563_sculpture_1.jpg 1186244563_sculpture_2.jpg