26 Haziran 2011 Pazar

Taşlarla Konuşan Adam

Efkarlı efkarlı yürürken, bir taş gördüm yolun kenarında. Aldım elime taşı; evirdim... çevirdim... Atacakmış gibi yapıp yolun kenarına koydum. Şurdan şuraya gitmek için daha çok beklersin deyip tekrar yola koyuldum. Bir kaç adım attım ve arkamı dönüp, taşa pis bir sırıtış attım.Sonrası bir kaç adım daha. Bir yandan yürümeye çalışıyorun, bir yandan taşı düşünüyorum. Artık nerdeyse gözden kaybolacak kadar taştan uzaklaşacağım sırada, bir çocuk taşa öyle okkalı bir vuruş yaptı ki; taş bu da sana kapak olsun der gibi bakış atarak yanımdan geçti. Taş durana kadar gözümle takip ettim. Taş tamamen durduğunda, yanına gittim. Bilgece bir tavır takınarak, tarihe damgasını vuracak sözü sarf ettim;" Benim olmanı istediğim yerde misin, yoksa kendinin olmak istediği yerde misin, yoksa yaşamın götürdüğü yerde misin?Bu sözü sarf ederken yumruğu dik bir şekilde tutup, diğer elimin avuç içiyle yumruğum tepesine şaplağı indirmişdim. Al sana bu kapak olsun diyerek, seviyemi taşla aynı seviyeye indirmişdim. Sonra başka bir bilge gelip,  Taş yerinde ağırdır yiğen(yeğen) deyip, çekip gitti. Fazla uzaklaşmasına fırsat vermeden, taşı alıp kafasına fırlattım. Kafasında büyük bir acıyla, arkasını dönüp baktığında yumruk tepesine şaplak hareketiyle " Taş kafalı olmak başı acıtır" dedim.