14 Kasım 2011 Pazartesi

Bir Kaybediş Öyküsü



İnsan kaybetmek için caba sarfetmez. Zaten bir kaybedişin içindedir.
Yaşamın acımasızlığı içinde kazandığımızı zannettiğimiz kaybediş öyküsü. Kazandığımız nedir ki? Kaybetmekten mutlu olmak gerekiyor.
 15000-2-1+3 = 15000 neticede yine aynı rakama ulaşacaksak niye bunca işlem? bu işlemleri yaptıktan sonra yine 15000 bulacağımızı görmek için değil mi? ama zaten 15000 olduğu besbelli.
Hayat üzerine düşünelim; doğarken yalnızız (yalnızlık) - zaman - üzüntü + sevdiklerimiz = ölümün yalnızlığı (yalnızlık) Varacağımız sonuç belli olsa da, yaşamalıyız...
Bu sorunun daha karışık halini düşünelim;
Doğarken ki yalnızlık (Yalnızlık) - zaman - üzüntü - acı - ayrılık - acının karesi - üzüntünün karesi + isteklerimiz - gerçekleştiremediğimiz istekler - acının karesi - üzüntünün karesi - artık tanımamızlıktan gelenler  + gerçekleştirdiğimiz isteklerimiz + anlık sevinçler + arkadaşlar - zaman - hastalıklar - acının karesi - acının küpü - ... - ... - ... + ... + ... - ... = Ölüm Yalnızlığı ( Yalnızlık)  Noktalı yerleri sizler istediğiniz gibi doldurun. Nasıl olsa sonucu değiştirmeyecek!
Ama sonuç ne olursa olsun yaşanması gereken bir hayat var önümüzde ve yaşamalıyız. Eninde sonunda öleceğini her insan bilir. İnsan doğar, yaşar ve ölür. Bu hayatın döngüsü değişmez belki ama değişim bu süreç içersinde yaşanır. İnançlıysak öte dünya için değişimi yaşarız. Bu hayatın ötesine berisine inanmıyorsan da mutluluk için değişim yaşarsın ya da her ne önemliyse...
Değişmek istemesende zaman insanı değiştirir. Farklılaşırsın... Geçmiş zamanda ki kendine yabancılaşırsın. Aynada ki yansımanı tanıyabildiğin sürece kendinsindir.
Kaybediş öyküsünde, kaybedilecek en kötüsü insanın kendisi olsa gerek. İnsan kendini kaybedince (mecazi ve gerçek) sonra ki kaybettiklerinin farkına varabilir mi ki?
Acıklı kelimelerdir kaybetmek, ayrılık, ölüm, vs. Hüzünlenmek için üzerine bir şeyler yazmak gerekmiyor. Önemli olan acıklı kelimelerin gerçekliğinde mutlu edecek kelimelerden şarkılar söyleyip mutlu olmak. Hayatın acı ritminde, mutluluk dolu şarkı olabilmek ya da sevgi dolu bir şarkı...
Yaşamak zor vesselam...

Not: Yazdıklarımı yine okumayacağım yayınlayabilmek için. Okuduktan sonra vazgeçiyorum yayınlamaktan. Editoryal çalışma da yapmayacağım. Düşüncelerimi beğenmeyebilirsiniz ama düşüncelerim sadece kendimi bağlar. İçimden gelenleri yazdım ve paylaşıyorum. İsteyen okur, istemeyen okumaz.  Özetlemek gerekirse söylediklerim doğrudur diye bir iddiam yok. Sadece düşüncelerimdir...

22 Eylül 2011 Perşembe

Dengeler; Karanlık içi Aydınlık

Karanlıkta farkedilir aydınlığın. Aydınlıkta yokolur aydınlığın. Aydınlıkta, aydınlığının farkedilmesi için karanlığa ihtiyacın vardır. Göz kamaştıran aydınlık, detaylar yaratan karanlık... Gece ve gündüz gibi. Her ikisine de ihtiyacın vardır.
Hayatın Denge noktalarından; karanlık içi aydınlık - Aydınlık içi karanlık...

14 Eylül 2011 Çarşamba

Yüce Ruhum


Powered by mp3skull.com

Seni ilk gördüğümde anladım...
Gözlerinin içine baktığımda, kendimi cennette hissettiğimde anladım...
Gözlerinin içine bakarak bile sonsuza kadar yaşayabileceğimi düşündüğümde anladım...
Bu o olmalı, kesinlikle o olmalı dedim.
Elini ilk sıktığımda sıradan bir elle tokalaşacağımı zannedip de, şaşkınlık içinde kaldığımda anladım...
Sıcaklığını elimden kalbime doğru hissettiğimde anladım...
Kalbim sen için çırpınırcasına çarptığında anladım...
Sen o'sun; hayallerimde yarattığım, bir ömrü paylaşacağıma inandığım insansın. Ruhunun güzelliğini hissedebildiğim, Yüce Ruhumsun...
Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilememenin verdiği karın ağrısıyla, güneşli, ışıl ışıl bir günde, bulutların üzerinde hissederken, seyrettim gidişini. Gidişinin acısıyla,hüznüyle dökülen gözyaşlarımı hiç silmedim. Yolcunun arkasından çabuk geri dönsün diye dökülen su gibi toprağa düşmesine izin verdim. Çabuk geri dön diye. Benim ol diye, senin olabileyim diye...

Dünyanın Keşfi

Daha önce hiç anlatılmamışı söylemek... Hep bilinmeyeni, söylenilmeyeni anlatmak istedim. Ama hep aynı şeyleri söyledim. Söylediğim herşey aslında sizinde bildikleriniz, söyledikleriniz. Sizin bilmediğiniz hiçbir şeyi söylemedim.
Ama hayat kısır döngü işte. Keşfedilenler sürekli, tekrar tekrar keşfediliyor. Sözgelimi televizyonun nasıl işlediğini anlatsam, kimisi için bilinmeyen değil, kimisi içinse tv'nin tekrar keşfidir. Tv'nin bilindik bir şey olduğunu düşünen insanlar ıssız bir adaya düşseler, yanlarına alacakları üç şeyden birisi tv değilse, vay hallerine :D Tv'yi tekrar keşfedebilirler mi merak ederim doğrusu. Uçak, araba, mobilya, elektrik vs. Tekrar keşfedilmesi gereken o kadar çok şey olur ki...
Demek istediğim; bu dünyayı her insan tekrar tekrar keşfediyor. Şartlar farklı olsa da her insan yaşam mücadelesi veriyor...

30 Ağustos 2011 Salı

Bayram Kutlaması

Yıllarca beklediğim an geldi. Hep bu anı bekledim.Resmi bayram ile dini bayram aynı gün kutlanacak. Dini bayramlarda bayramınız kutlu olsun diyenlere sinirim bozulurdu. Bu sefer ben sinir bozacağım =D
Bayramınız kutlu olsun diyenlere, sizinde zafer bayramınız kutlu olsun diyeceğim. Bayramımın mübarek olmasını niyaz edenlere de aynı şekilde dualarına katılacağım.
Sözün özü; Resmi bayramlar kutlanır, dini bayramlar mübarek olması dilenir.
Zafer Bayramınız Kutlu, Kurban Bayramınız Mübarek Olsun...!



23 Ağustos 2011 Salı

Alo! Facebook'tan Arıyorum…


Bir bumads advertorial içeriğidir.


Dünyada ve Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Rocco ve Turkcell, Facebook’ta cep telefonu üzerinden iletişimi başlattı. Rocco Sıkısakız için Turkcell altyapısı ile hazırlanan “Facebook’tan cep telefonu ile arama yapma servisi”ne sadece telefon numaranızı vererek dahil olabiliyorsunuz. Linke tıklayıp http://www.facebook.com/roccoloji kaydınızı tamamladıktan sonra uygulamaya kayıt olan herkesle Rocco’nun hediye ettiği 30 dakikayı kullanarak konuşabiliyorsunuz. Nasıl mı? İşte videosu...

Üyelerin telefon numaraları görünmediği için hem eğlenceli hem de çok güvenli olan Rocconnect Tıkla Konuş ile bedava konuşmak için Turkcell abonesi olmanız ve bir Facebook hesabınızın olması yeterli.


Bir bumads advertorial içeriğidir.