29 Ağustos 2012 Çarşamba

Yok Olan Dünya

Bu konuda 4.5 mb'lık bir resim olduğuna, resmi görmeniz biraz zamanınızı alacaktır. Bu yazıyı okuyana kadar dünyanın en ucuz ve en hızlı internetiyle resim yüklenmiş olması gerekiyor. :) Resmin açıldığını varsayarak; yok olan dünyadan bahsetmek isterim, sadece bir cümleyle...

Yok olan dünyaya sevgiyle tutunmak! 

Uzun uzun yazacak bir şey yok. Dünyayı yok ediyoruz. Yaşamın özünden çok uzaklarda yaşıyoruz. Parayla her şeye sahip olmaya çalışıyoruz; mutluluğa, sevgiye, dürüstlüğe v.s. Belki parayı keşfettiğimiz gün kaybettik sevgiyi. Belki sahip olabileceğimiz şeyler artıkca unuttuk sevgiyi, sevdayı... Bir arabaya sahip olabilmek daha değerli oldu sevgiden. Ne garip ki, sevdalarını sattıklarının farkında değiller. Sevgiyi nerde kaybettik diye sorarlar. Neye sahip olduğuna baktığında göreceksin sevdayı nerede kaybettiğini. Uzun bir yazı oldu. Ama anlatmak istediğim tek bir cümle var :  

Yok olan dünyada sevgiyle var olmak!

Birde uzun gecelerimi anlatan bir şarkı...

12 Ağustos 2012 Pazar

Unutulmayan

Unuttum derken yine hatırlarsın, yalan olur unuttum deyişler... Unuttum demek; kendini kandırmak demek...

Unuttum demek; karşında ki yüreği acıtmaya çalışmaktır ama asıl yüreği acıyan kendinsindir. Gerçekten unuttuysan neyi unuttuğunu bilmemelisin. Birileri söylemeli sana onun ismini, sen ise hatırlayamamalısın. Yüreğin onun ismini haykırırken, unuttum demek, karşında ki yüreği acıtmaya çalışmaktan öte bir şey değil. O yürek bundan haberi olmayacaksa, kendini kandırmaktan başka bir şey değil...
 
Dürüst ol, en azından kendine. "Seviyorum, hala seviyorum" diyebil. Hayat ertelenecek kadar uzun değil. Yüreğinin haykırışları izin vermeyecektir o ismi unutmana. Kendine acı çektirmek istiyorsan, unutmaya çalış. Ya o unuttuysa, yine de sen unutma ama haykırma sevdiğini. Keza duymayacaktır. Gidişi kabullenmektir, unutmamak. Onu çok seviyorsan, hayallerde bile güzeldir. Başka birisini sevmene engel olmaz, korkma. Sevgi dolu bir yüreğin varsa, sevecek başka birisini bulabilirsin...

Yaşam da, sonsuzluk da sevgidir. Sevginin gücüyle sonsuzluğa uzanan bir yaşama uzat elini...

Dipnot : Kendime seslendiğim bir yazıdır.

10 Ağustos 2012 Cuma

Siz Hiç LSV Dükkan Çikolatası Tattınız mı?

 
LSV Dükkan yani Lösev Dükkan’ında lösemili çocuklarımızın anneleri kendi elleriyle hazırladıkları organik kurabiyeler ve birbirinden renkli el emeği, göz nuru el işlerini sizlere sunuyor. LSV Dükkan bundan tam 12 sene önce LÖSEV Ankara’da, küçücük bir atölyede 5 anne ile başlayan bir çalışmayken bugün yüzlerce annenin ekmek parasını kazandığı meslek atölyeleri haline geldi.                                    

Beslenme ile kanser arasındaki yakın ilişkiye dikkat çekmek için kurulan bu minicik atölye, seneler içerisinde azim, sevgi ve inançla büyüdü. Giderek büyüyen ve insanın içini ısıtan bu başarı öyküsü, LSV Dükkan markasını yaratmaya kadar uzandı. Lösemili çocuklarımızın annelerinin umutlarını, hayallerini işlediği, sevgiyle yoğurduğu her bir LSV Dükkan ürünü sevgili çocuklarımızı hayata bağlayacak.

Tüm renkleri ve lezzetleri ile Türkiye’nin her yerinden LSV Dükkan’a www.lsvdukkan.com üzerinden ulaşabilir ve sipariş verebilirsiniz.

Lösev’i Twitter’da @losev1998 hesabından takip edebilir, #LosevHayatVerir hashtag’i ile  paylaşımlarınızla destekleyebilirsiniz.

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Gölgeler Ruhumun Karanlığıdır

Yok oluşa giden yolun neresindeyim bilmiyorum. Durup bakamıyorum bile. Her yer karanlık...
Bir kibrit çaktım, karanlığa. Bir an sanki aydınlanıverdi etraf...
Ben o kibrite mutluluk dedim, karanlığa ise hayatım...

Gölgeler ruhumun karanlığıdır aslında. Karanlığımı gölgeme sakladım, görmediniz. Karanlığım hep etrafımdaydı...
Kaçamadım...!

Her anım son duraktan, bir öncesi. Sonra ki anın son durak olmaması muamma.
Nihayetinde enke ışıması...


14 Mayıs 2012 Pazartesi

En Yaratıcı Anneler Günü Hediyesini mi Arıyorsunuz?


Anneler Günü’nün en yaratıcı hediyesini aramanıza artık gerek kalmadı. Vestel'in bu yılki Anneler Günü’ne özel tasarladığı Anne Bak N’aptım Facebook uygulamasıyla, annenizin sevinç gözyaşları garanti :)

Malum, sosyal medyanın popülerliği arttıkça, “kaç yaşında olursa olsun, yeter ki gözümün önünde olsun” diyen annelerimiz, Facebook’ta da “arkadaşımız” oldular. Bir hesap açar açmaz da genelde yaptıkları ilk iş, profil ya da kapak fotoğraflarına biricik evlatlarının resimlerini koymak oluyor.

İşte buradan yola çıkan Vestel, Facebook sayfasındaki Anne Bak N’aptım uygulaması ile kullanıcılara, Anneler Günü’nü Facebook’ta “anne stili” kutlama şansı veriyor.  Vestel'in bu uygulamasıyla, Anneler Günü kutlamanızı Facebook kapak resminize taşıyıp, annenize olan sevginizi dünyaya ilan edebiliyorsunuz. İsterseniz kendi annenizin fotoğrafını şablonlara yerleştirerek kendinize özel bir tasarımla, isterseniz de önceden hazırlanmış tasarımlardan birini kullanabiliyorsunuz.

Üstelik, annesi için tasarım yapanlar çok özel bir indirime de hak kazanıyor. Bu Anneler Günü’nde annesine en yaratıcı hediyeyi vermek isteyenler buraya:

http://gid.io/AnneBakNaptim

Bir bumads advertorial içeriğidir.

14 Nisan 2012 Cumartesi

Aşk; Yalnızlığın Ümidi

Yüreğimi parçalayarak, anılar saçılıyor odaya. Canlanıyor anılar, yaşlı gözlerimde. Seyrediyorum anılarımı derbeder ve üzgün...
Açıyorum pencereyi, hafifce esen rüzgarın yüzümü okşayışını hissediyorum. Yangın yeri yüreğimi, serinletiyor hafiften.
Anılarımı rüzgara bırakıyorum. Sana getirsin diye, yüreğine dokundursun diye... Etrafında esen rüzgarlarda anılarımız esiyor. Anılarla esen o rüzgarlar, yüreğine dokunacaklar...
...
...
...
Çok sert esen rüzgarda, yağan yağmura şemsiyeyi açmaya çalışmak gibi; göz kapaklarım, göz yaşlarıma mani olmaya çalışıyor...
Böyle bir havada balık ekmek yemeye çalışmak gibi hayallerimi yiyorum. Kılçıkları yüreğime takılıyor...
...
...
...
Yitirilmiş masumiyetle yitirilen aşka dökülen gözyaşının, kurak toprağa can vermesi tüm ümidim...

3 Nisan 2012 Salı

Anneannem

Sevgili anneannem,

En doğru anlatan kelimeler hangileridir bilemem aslında; ama basit olsada seni anlatacak en güzel cümle "iyi insandın". Yalan dünyada vardın, şimdi yoksun.Çok sevdiğin Bursa'da dünyadan gittin. Bursa'ya laf söyletmezdin. Güzel memleket derdin de başka bir şey demezdin. Çok çabuk kızardın ama hiç kin tutmazdın. Bilirdin aslında kızdırırdık bazen seni; "Bursa küçük memleket" derdik, hemen " Bursa şöyle büyük şehir, böyle büyük şehir" anlatırdın. Dondurmayı çok severdin; " dondurma alalım mı" dediğimizde,  hemen, "hadi" derdin. Bir yere gideleceği zamanda ise ilk hazır olan insandı. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın.

Vedaya dair neler yazdığımı araştırırken buldum, yorumumu. Sonra yazdıklarıma takıldım, kaldım. "Zaman dengesiz, hayat adaletsiz... Zaman insanları sevdiğinden kopartırken, tekrar birleştirsin diye bekliyorsun.Zamanı durdurmanın mümkün olmaması zaten, hasretliğe ümit olan. Can sıkıyor işte!" Bunları söylemiştim, çok önceleri kendi blogumun yorum kısmında. Öyle bir şey ki; anneannemle beraber şu yakın zaman da çok şeyler kaybettim aslında. Yazdığım cümleler çok anlamlı geldi. Vedadan bahsederken yazmak istedim.

Daha önce blogumda üstü kapalı yazmaya çalıştım aslında; hayat bir kaybediş serüveni. Hiç bir şey kaybetmesende her geçen anı kaybettiğin, kaybediş serüveni. Hayatın acı gerçekleri...


Anneannem
1926 - 2012 
30 Mart
Seni seven ailen adına, Torunun...
Allah rahmet eylesin!